Amerika Milli Takımı’na 2009 yılında katılan ve takımın vazgeçilmez isimlerinden biri olan kaptanımız Jordan Larson, FIVB ile yaptığı röportajda Türkiye’de ve Amerika’da yaşadığı tecrübelerini anlattı.
Jordan Larson Amerika Milli Takımı’nın 2012 Londra Olimpiyatları’nda gümüş, 2016 Rio Olimpiyatları’nda bronz madalya kazanmasındaki kilit oyuncuydu. Jordan, aynı zamanda 2014 yılında takımının FIVB Dünya Şampiyonası kupası ve FIVB Grand Prix turnuvalarında 3 altın madalya kazanmasında büyük rol oynadı. Ayrıca Eczacıbaşı Spor Kulübü’nün 2015 ve 2016 yıllarında kazandığı FIVB Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda liderlik rolünü üstlendi.
Dört yıldır Eczacıbaşı formasını giyiyorsun. Ligdeki kaliteli oyunun yanı sıra, Eczacıbaşı takımında kendini mutlu hissetmenin altında yatan temel faktörler nelerdir?
Larson: İnsanlar ve organizasyon. Kendimi iyi sporcuların yanı sıra, iyi insanlarla beraber oynadığım için de çok değerli hissediyorum. Temel olarak kulübümüzün çok iyi organize olabilen ve çok profyosonel bir kulüp olduğunu söyleyebilirim. Bunun sonucu olarak da biz sporcular olarak sadece işimize odaklanabiliyoruz.
Milli takımdan uzak olduğun süre boyunca Türkiye’de hangi özelliklerin üzerinde çalışıyorsun?
Larson: Oyunumda her zaman en iyi olmak için çalışıyorum. Her zaman yeni şeyler öğrenmeye açık bir kişiliğim var. Son zamanlarda daha verimli olabilmek için kortun her yerinden atak yapma özelliğimi geliştirmek için çabalıyorum.
Türkiye’de voleybol oynamadığın zaman neler yapmaktan hoşlanıyorsun?
Larson: Çoğunlukla evde vakit geçirmeyi seviyorum. Evdeki genel düzenimi sağlayıp, yemek yapmak ve dinlenmek hoşuma gidiyor. Türkiye’de denenmesi gereken çok güzel restaurantlar var ve sinemaların ingilizce olmasına şükrediyorum. İstanbul inanılmaz bir şehir ve burada yaşadığım için çok şanslıyım.
Milli takımda erken yaşta yer almak nasıl bir histi? 2003 yılında FIVB U18 kategorisinde oynadığında neler hissettin?
Larson: Milli takım seçmelerinde çok heyecanlı olduğumu hatırlıyorum. Amerika Milli Takım formasını giymeyi çok istemiştim. Bu bakımdan da takıma girebilmek için elimden geleni yaptım.
Nebraska gibi küçük bir şehirden gelip en üst seviyede voleybol oynayacağını hiç hayal etmiş miydin?
Larson: Bugün, bulunduğum yeri hiç hayal edemezdim. Bunun hayalini çok kurdum ama burada olacağım aklıma gelmezdi. Olduğum yere gelmemde ailemin çok büyük desteği olduğu için onlara her zaman çok minnettarım.
Daha büyük şehirlerden gelip bu avantajlara sahip olamayan genç oyunculara ne tavsiye edersin?
Larson: Küçük şehirlerden gelen genç oyuncular eğer kalpten inanıp yüreklerini ortaya koyarlarsa her şeyin mümkün olabileğini bilmeliler. Daha büyük şehir kulüplerinde oynamama rağmen küçük şehirde yaşamam benim hayatı dengelememe yardımcı oldu. Aynı zamanda başka spor dallarıyla uğraşmam bana fiziksel ve mental açıdan yardımcı oldu. Bütün bunlar benim yaptığım işi en iyi yapmam için bana yardımcı olduğuna inanıyorum.
Voleybol sayesinde gitmiş olduğun en etkileyici yer neresiydi ve neden?
Larson: En beğendiğim yerlerden biri Japonya’ydı. Bu ülkenin temizliği ve insanları beni çok etkiledi. Bütün turnuvalar her zaman çok iyi organize edilmiştir.
Saha dışında voleyboldan çıkardığın en önemli dersler nedir?
Larson: Bir takımın parçası olabilmek çıkarmış olduğum en önemli derstir. Bugüne kadar bir çok takımda çok değerli oyuncularla beraber oynama fırsatı buldum. Ama benim için en kıymetli olanları takımı için en iyiye ulaşmak için çok çalışanlardır. Başarı için sadece bir şans sonucu gelmez, bunun için en üste çıkmak için çok çalışmalısın.
Bu yaz milli takıma dönmeden önce bir kaç ay boş zamanının olup başka şeylere odaklanabilme fırsatı yakalaman nasıl bir histi?
Larson: Birkaç ay maçlardan uzak olup ailem ve arkadaşlarımla rahat bir ortamda vakit geçirmek çok güzeldi. İşimizin en zor yanı ailemizden ve arkadaşlarımızdan senenin büyük bölümünde aylarca uzak kalmak. Bu bakımdan sevdiklerimle vakit geçirmek çok keyifliydi.
Sen ve takım arkadaşın, Foluke Akinradewo, Amerika milli takımının en tecrübeli oyuncuları olarak 2 kez Olimpiyat Oyunlarlarında yer aldınız. Hedeflerinin arasında üçüncü kez Olimpiyat Oyunları’nda mücadele etmek var mı?
Larson: Yaşım ilerledikçe anı yaşamaya daha çok odaklanmaya çalışıyorum. Mental ve fiziksel olarak olabildiğimin en iyisini olmaya çalışıyorum. Üçüncü kez Olimpiyat Oyunlarının bir parçası olmak beni çok mutlu eder. Her zaman elimden gelenin en iyisini yapıp takım arkadaşlarıma yararlı olmaya çalışıyorum.
